Hikâyenin kahramanları Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) öğrencilerinden oluşan, ‘Grizu-263’ uzay takımı. Bu öyküyü NASA’nın sponsor olduğu ‘CanSat Competition 2018’de elde ettikleri ikincilikle dünyaya duyurdular. Ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencilerinin oluşturduğu APIS AR-GE elde ettiği üçüncülükle, Hacettepe Üniversitesi uzay takımı CERVOS ise dördüncülükle herkesi gururlandırdı.
ABD, Kanada, İngiltere, İtalya, Polonya, Hindistan, İran, Meksika gibi dünyanın farklı yerlerindeki 120 üniversiteli grubun katıldığı yarışmada, ilk 4’te Türkiye’den üç üniversitenin yer alması dikkat çekti. Amerikan Uzay Bilimleri Derneği’nin (AAS) 14 yıldan beri her yıl düzenlediği, beş aşamadan oluşan yarışmanın bu yılki teması “Atmosfere hava frenleme sistemiyle giriş yapan uydu” olarak belirlendi. NASA’nın dışında ABD Deniz Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı, Siemens ve Lockheed Martin gibi büyük kuruluşların sponsorları arasında yer alan yarışmanın birincisi İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nin takımı oldu. Zonguldak, İstanbul ve Ankara’daki üç üniversitenin ardından ABD’deki Arizona Eyalet Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu ‘BUTTER’ ise 5’inci sırada yarışmayı tamamladı. Takımların kaptanlarıyla yarışma sürecini ve hedeflerini konuştuk.
MEMLEKETE GİTMEDİK ÇALIŞTIK
Muzaffer Duysal (İkinci olan ‘Grizu-263’ takımının lideri): Ekip, farklı mühendislik bölümlerinde okuyan 15 kişiden oluşuyor. Tasarladığımız uydu, görev esnasında havadaki basınç, sıcaklık, pil gerilimi bilgilerini ve üzerindeki kamerayla havadaki görüntüleri oluşturduğumuz yer istasyonuna gönderiyor. Uydumuzdan aldığımız verileri analiz ederek, NASA’lı mühendislerin de olduğu jüriye sunduk ve ikinci olduk. Gece gündüz çalıştık. Tatilde hiçbirimiz memleketine gitmedi, üniversitede kaldı. Başarı, bu özveri sayesinde geldi. Ülkemizin dört bir köşesinden tebrik mesajları alıyoruz. Örnek olmak çok güzel bir duygu. Yarışmada NASA’nın bir uyduyu uzaya göndermek için izlediği dosyalama prosedürünü birebir uyguluyoruz. Bu tecrübelerle ülkemize katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Uzayla ilgili çalışmalar yetersiz. Bir an önce uzay ajansı kurmalıyız. Ajans kurulursa Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ile ortak projeler yapabileceğiz.
120 ÜNİVERSİTE KATILDI
Aykut Üçtepe (Üçüncü olan APİS AR-GE’nin takım lideri): Çoğu uçak ve uzay bilimleri fakültesinden olmak üzere İTÜ’nün çeşitli fakültelerindeki 25 öğrenciden oluşuyor ekibimiz. Yaptığımız uydu, roketle 700 metreye fırlatılıyor. Aşağı inerken ısı kalkanını bırakıyor ve paraşüt açıyor. İniş süresince yer istasyonuna anlık veri iletiyor. Uydunun içinde bir yumurta var ve onun kırılmaması isteniyor. Yarışmaya çeşitli ülkelerden 120 üniversite başvurdu, sona 41 okul kaldı. Kalan okullarda ABD, Hindistan, Meksika, İran, Polonya, İtalya, İngiltere, Kanada ve Türkiye takımları vardı. Geçen yıl 4’üncü olmuştuk, bu sene bir sıra yükseldiğimiz için mutluyuz. Uzay ve havacılıktaki yatırımlar ve savunmadaki çalışmalar, ülkemizin dünya havacılık sektöründeki ikinci treni kaçırmaması için çok önemli. Yarışmalar öğrencileri gelecek için heveslendirip, farkındalık yaratıyor. Bu süreçte öğrenciler takım çalışmasını benimseyip, teoriyi pratiğe dökmeyi öğreniyor.
ÜLKEMİZİ GURURLANDIRDIK
Melisa İrem Uzun (Dördüncü olan CERVOS’UN takım lideri): Elektrik ve elektronik mühendisliği ile edebiyat fakültesi öğrencileri çoğunlukta. Atmosferi olan bir gezegene giriş yapmaya çalışan uzay aracı modeli tasarladık. Hazırladığımız model uydu, roketle 700 metreye fırlatıldı. Roketle uydu ayrıldı ve uydumuz ısı kalkanını açarak 300 metreye kadar sabit hızla düzgün düştü. 300 metreye geldiğinde ısı kalkanını bırakıp paraşütünü açarak daha stabil şekilde yeryüzüne indi. Bize verilen bütün görevleri başarıyla tamamladık. Bu sonuç ülkemizi ve bizleri gururlandırdı. Yarışma sayesinde bir model uydunun nasıl bir süreçten geçtiğini öğrenme şansı yakaladık. Bu tür yarışmalar, uzay alanında bizlere birçok şey öğrenme fırsatı sağlıyor. Ülkemizi ve üniversitemizi en iyi şekilde temsil edebilmek için bu alandaki çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz.