Eğitime verdiği önemden asla taviz vermeyen Yön Koleji’nde, dünyaca tanınmış ve saygın akreditasyon kuruluşu Pearson onaylı YÖNX Eğitim Modeli’ne geçiliyor. Yön Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Miran Bacgeroğlu, gelecek yıl itibarıyla kolej bünyesindeki öğrencilere uygulanacak program sayesinde çocukların sosyo-kültürel ve akademik açıdan potansiyellerinin ortaya çıkarılmasının amaçlandığını söylüyor. Bacgeroğlu, “Her mecrada birlikte araştırma yaparak, uygun sorular yöneltiyor, tarihi, coğrafyayı, matematiği, bilimi kalıcı bir şekilde öğreniyorlar” diyor
Yön Koleji’nde eğitime yönelik devrim yapılıyor, dünyaca tanınmış ve saygın akreditasyon kuruluşu Pearson tarafından onaylı YÖNX Eğitim Modeli ile öğrencilerin gelişimine büyük katkı sağlanması amaçlanıyor. Peki, neden bu karar alındı? Hâlbuki eğitim modelini değiştirmek, geliştirmek ciddi ve cesur bir eylem. Yön Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Miran Bacgeroğlu, eğitimde içeriğin çok güçlü olmasına dikkat ettiklerini belirterek, “İş hayatına insan yetiştiriyoruz, en sağlıklı temel ise ilkokul ve ortaokulda atılıyor” dedi. Bacgeroğlu, bu nedenle YÖNX Eğitim Modeli’nin tasarlandığını ve hayata geçirildiğini söylüyor. YÖNX Eğitim Modeli ile çocukların daha ilk öğrenme yıllarında sosyo-kültürel ve akademik açıdan potansiyellerinin ortaya çıkarılmasının amaçlandığını kaydeden Bacgeroğlu kütüphane ve internet dahil, güvenli ve doğruluğu saptanmış sağlıklı mecrada birlikte araştırma yaptıklarının önemini vurgulayarak “Çocuklar kendilerine uygun sorular yöneltiyor, tarihi, coğrafyayı, matematiği, bilimi kalıcı bir şekilde öğreniyorlar” diye konuştu.
Kendilerine meydan okuyacaklar
Yılların getirdiği tecrübe ve ihtiyaç sayesinde ortaya koyulan YÖNX Eğitim Modeli’nin Challenge-Q, Yetenek Keşfi ve Planlaması, Öğrenme Biçimleri ile Global Network olmak üzere dört temel esasa dayandığının altını çizen Bacgeroğlu, şu bilgileri verdi: “Tabii bunlardan en önemlisi kuşkusuz Challenge-Q. İçinde Yön HUB, Innovation Center, Yön Talks ve Akıl Oyunları’nı barındırıyor. Challenge-Q ile daha çok çocuğun bilgisine, öğrenme yetisine meydan okuyarak kendisini zorlamasını hedefliyoruz. Bu şekilde çocuğa sürekli sorular yönelterek, kendisinin öğrenme güdüsünü kullanmasına yardımcı oluyoruz.”
Bacgeroğlu, çocukların sorular yönelterek, araştırma yaptıklarını ve birlikte öğrenmelerini sağladıklarını ifade ediyor. Onlara gruplar halinde araştırma yaptırarak, hem kütüphaneleri hem de uygunluğu belirtilen internet mecralarını taratarak rahat bir ortamda kendilerine meydan okumalarını, yani beraber öğrenmelerini sağladıklarını vurgulayan Bacgeroğlu “Birlikte öğrenmek her zaman çok daha kalıcı. Böylece duyularının nerdeyse tamamını kullanıyorlar, araştırıyorlar, görüyorlar, birbirlerine danışıyorlar, tartışıyorlar ve ondan sonra sonucu oluşturup gelip öğretmenlerine anlatıyorlar” değerlendirmesinde bulundu. Bacgeroğlu, çocuğun her şeyden önce okula, okul olduğu için değil, okulu sevdiği için, güzel bir şey yapacağı için gitmesi gerektiğini, sabah kalktığında ayaklarının geri geri gitmemesi gerektiğini belirtiyor.
Çocukların okulda mutlu olmasının önemine değinen Bacgeroğlu, “İstediklerini gerçekleştirebilmeli, sosyo-kültürel ve akademik açıdan potansiyelini ortaya çıkarabilecek bir ortam sağlamak çok önemli. Yani normal sınıf ortamındaki ‘anlatalım, çocuk dinlesin, notunu alsın, evine gitsin ödev yapsın, sonra gelsin’ değil de, çocuğun öğrenme merakını tetiklemek şart. Bunu da çok basit bir yöntemle ortaya koyuyoruz. Antik Yunan filozofu Sokrates öğrencilerine nasıl soru sorarak doğru cevabı vermelerini ve öğrenmelerini sağlıyorsa, biz de burada Challenge-Q ile çocuğa soru sordurarak ne öğrenmesi gerektiğine yönlendiriyoruz. YÖNX Eğitim Modeli’nin temelinde işte bu var. Çocuğun potansiyelini gerçekleştirmek. Ayrıca bunun uygulanacağı alan da kısıtlı değil” sözlerini kaydetti.
YÖNX Eğitim Modeli’ndeki Challenge-Q’nun içeriğinde yer alan Yön HUB’ı detaylandıran Bacgeroğlu, çocuğun öğrenme merkezinin okuldaki her alan olduğunu vurguluyor. Bacgeroğlu şu bilgileri paylaşıyor: “Sınıf, koridor, kütüphane, laboratuvar, bahçe olabilir; güvenli ortamı olduğu sürece her yer olabilir. Bu modelde çocuklar kendilerine sorulan veya kendilerinin sordukları soruları beraber çalışarak buluyorlar. Kitap, internet fark etmez, her mecrada araştırma yapan çocuklar hızlı çalışarak başarıyı artırıyorlar. Verim elde ediliyor.”
Araştırarak öğrenecekler
Bacgeroğlu Challenge-Q’nun ‘soru sordurarak öğretme’ ilkesini şöyle açıklıyor: “Mesela suyun kaldırma kuvettini anlatacağız. Suyun kaldırma kuvvetini nasıl anlatırsınız? Klasik yöntemlerde bir örnek verir ve ‘Suyun içine bir şey atarsınız ne olur?’ dersiniz. Fakat biz böyle gitmiyoruz. Diyoruz ki şöyle de gidebiliriz: Etna Dağı nerede? Çocuklar Etna Dağı’nı araştırıyor ve İtalya’da olduğunu öğreniyorlar. Ardından bir sonraki soruya geçiyoruz. ‘Etna Dağı’nın eteklerinde hangi şehirler var?’ Çocuklar tekrar araştırıyor, akabinde ‘Şehirlerin tarihine baktığımız zaman orada ünlü kimler yaşamış?’ diyoruz. Çocuklar isimleri bulup getiriyorlar, biz oradan Arşimet’i seçiyoruz. Çocukların hepsi Arşimet’i araştırmaya başlıyor. Bakıyorlar ki Arşimet suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiş. Böyle olunca da çocuklar hem tarihi hem de bilimi kalıcı bir şekilde öğreniyor. Her yeni konuya kendileri araştırarak öğreniyor.”