Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ziya Selçuk, yaz tatiliyle ilgili olarak “Türkiye’nin yüzde 90’ı tarım toplumuyken yazın 3 aylık boşluk bırakmışlar. İlerleyen yıllarda iş tersine dönmüş. Ülkenin yüzde 80’i şehirleşmiş ama bu takvim yine aynı kalmış. Bu değişebilir. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra orta vadede 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 gün olabilir” dedi.
“Meslek liselerinin iş garantili olması için çalışıyoruz. Bununla ilgili girişimlerimiz var. Dünyada üniversite eğitiminin demode olduğunu söyleyenler var. Artık 4-5 sene üniversite eğitimi yerine, 5 sertifikayı alarak bir alanda çalışabiliyorsunuz. Özel sektör ve üniversitelerle birleşerek farklı sertifika programları olabilir. Öğrencilerin doğrudan doğruya iş başına geçmesi lazım. Sigorta primlerinin dokuzuncu sınıftan itibaren ödenmesi de düşünülüyor.
Özel okulların temsilcileriyle bir araya geldik. Türkiye’nin ekonomik seyri de dikkate alınarak, vergi gibi benzeri hususlarda kolaylık sağlanması üzerinde çalışılıyor. Özel öğretim kurumlarında, öğretmenlerimizin ücretleri konusunda da tedbirler alacağız.
Yabancı dil öğretmenleri için sertifikasyon sistemleri, lisansüstü eğitimler, birtakım mesleki eğitim kursları gibi ülke ölçeğinde 4 yıl içinde bütün yabancı dil öğretmenlerinin belirli bir niteliksel standarda gelmesi konusunda proje var. Bunun bütçesi de var.
Adrese dayalı yerleştirmenin parametreleri haziran ayında oluşturulan LGS kılavuzunda yer alıyor. İşlemleri de buna göre yapma zorunluluğu bulunuyor. Bizim bu parametreleri değiştirmek gibi bir seçeneğimiz yoktu ama önümüzdeki yıl, çok rahatlıkla, içtenlikle söyleyebilirim ki bu tür sorunların tamamına yakınının çözüleceğini görecekler. “
ANDIMIZ YORUMU
“(Danıştay’ın Andımız kararı) Bu karar, 5 yıldır beklemede ama bu hafta çıkıyor. Nisan 2018’de karar verilmiş ama 2023 Eğitim Vizyonu’nun olduğu hafta karar tebliğ ediliyor. Şu an gelecekle ilgili bir şey kurgulamaya çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, aslında o kadar net çizdi ki durumu ve ‘Yerindelikle ilgili burada bir sorun var’ dedi. ‘Bu kadar yıl bekletilip de neden şimdi çıkıyor’ dedi haklı olarak. Milli Eğitim Bakanlığı, kabinenin doğal bir üyesi olarak elbette Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçeve doğrultusunda meseleye bakıyor. Bu mesele bilimsel bir mesele değil, bu siyasi bir mesele. O sebeple eğitim bilimi ile uğraşan bir bilim insanı olarak bununla ilgili başka bir şey söylediğimde bir başkası başka bir şey söyleyebilir. Dolayısıyla bu bilimseldir ya da değildir demek çok da doğru değil kanaatindeyim.”