Modern eğitim yaklaşımı, deneyimli öğretmen kadrosu ve eğitim teknolojileri alanındaki güçlü altyapısı ile öğrencilerine yarının yetkinliklerini kazandıran İDE Okulları, alanında değerli, uzman konuşmacılar Bünyamin Çelikten, Serdar Turan, Meltem Canver Kozanoğlu ve Ufuk Tarhan ile gerçekleştirdiği “Çocuklarımızı Gelecekte Neler Bekliyor?” başlıklı eğitimde, anaokulları kurucu ve yöneticileri ile bir araya geldi.
Dünyamız her saniye, her an değişiyor. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, 20 yıl sonrasını değil, 3 yıl sonrasını tahmin etmek bile çok zor artık. Her alanda çok hızlı değişimler yaşanıyor. Böylesi bir dünyada çocuklarımızın en doğru yolu bulup yürümelerini sağlamak durumundayız.
Anaokulu eğitimi, çocuğumuzun eğitim sürecine ilk adım attığı belki de en önemli adımı attığı bir aşama. Bu noktada çocuğumuzun tüm eğitim hayatını şekillendirecek, tüm gelişimini etkileyecek bir deneyim başlıyor. Peki ama böylesine bir dünyada çocuklarımızı yarına nasıl hazırlamalıyız? Gelecekte onları neler bekliyor? Bu noktada öğretmenlere ne gibi görevler düşüyor?
İDE Okulları Kurucu Genel Müdürü Bünyamin Çelikten’in hoş geldiniz konuşmasını yaptığı seminerde, Harvard Business Review Türkiye & Bloomberg Businessweek Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan, “Teknoloji Dünyayı Nasıl Değiştiriyor?” konusu üzerinde dururken, Uzman Psikolojik Danışman Meltem Canver, çocuklarımızın bilişsel gelişimini desteklemede eğitimcilerin neler yapması gerektiğine değindi. Fütürist, Ekonomist, Dijital Ajans Başkanı Ufuk Tarhan ise “Gelecekle Gelenler” başlıklı konuşmasında gelecek ve iş dünyası üzerine odaklandı.
“Her eğitimci aslında biraz fütüristtir.”
Konuşmasında okul olarak deneyimli ve nitelikli eğitim kadrosuyla ayrıştıklarını belirten Bünyamin Çelikten, “Biz eğitimciler yarının dünyası için insan yetiştiriyoruz. İnsani yaklaşımları üst düzeyde, sadece maddiyatla ya da bir yarışı kazandığı için mutlu olan değil, mutlu olma sebebini kendisi üretebilen, yaşam kalitesine sahip olan insan yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu noktada aslında gelecek odaklıyız.” diyerek şu şekilde devam etti; “Aslında, her eğitimci biraz fütüristtir, hatta bu konuda da şanslıdır. Başkaları geleceği tahmin etmeye çalışırken, yarının başarılı, özgüvenli, kendine yetebilen nesillerini siz eğitimciler yetiştirecek. Bu anlamda sizlere önemli bir rol düşüyor” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
“Teknoloji her alanı olduğu gibi eğitimi de değiştiriyor”
Farklı kuşakların bir arada yaşadığı bir dünyadayız artık, bir iş yerinde şu anda 5 farklı kuşak bir arada yaşıyor. Bu kuşakların özellikleri ve kullandıkları diller de değişiyor ister istemez. Günümüz dünyasında gerçekten başarılı olabilmemiz için bazı şeylere dikkat etmeniz gerektiğini vurgulayan Serdar Turan, “Teknoloji girdiği her yeri ciddi bir şekilde değiştiriyor. İnsanların yaşayış tarzlarını ve hayata bakış açılarını değiştiriyor. Yarının birey profiline baktığımızda, gelecekte başarılı olabilmek için karmaşık sorunları çözebilme, yaratıcılık, koordinasyon, duygusal zeka ve bilişsel esneklik özelliğimizi geliştirmemiz gerekiyor.” dedi.
Tüm bu teknolojik gelişmelerin okulların yapısını da değiştirdiğine değinen Serdar Turan, “Okullar, artık öğrencilerin deneyimi üzerine kurgulanıyor. Binasından ders işleme biçimine, kullandığı ekipmandan yazılıma kadar öğrenci ve öğretmeni merkeze koyarak tasarlanıyor. Günümüzde eğitim kurumları tasarım odaklı düşünce, yani çocukların deneyim, deneyimleme ve sonuca kendilerinin varmasını sağlama üzerine odaklanıyor. Yüzlerce şirket de bu alana yönelik çözümler üretti ve üretmeye devam ediyor.” diyerek teknolojinin doğru kullanıldığında öğrencinin öğrenme performansını yukarı taşıdığından bahsetti.
“3-6 yaş çocuğunun meselesi girişimciliktir.”
Uzman Psikolojik Danışman Meltem Canver, “Çocuklarımızın bilişsel gelişim desteklerken aile ve okulun yeri” konulu konuşmasında ailelerin nelere dikkat etmesi gerektiğini ve bu süreçte okulun neler yapması gerektiğinden bahsetti. Öğrenmede sadece bilişsel süreçlerin değil, çocukların ruhsal dünyada yaşadıkları zorlukların da etkili olduğuna değindi.
Çocukların yaşlarına uygun bilişsel gelişimin oluşabilmesi için öğretmenlerin neler yapması gerektiği üzerinde duran ve öğrenme, dikkat ve sınırlar konusunu ele alan Meltem Canver, “Anaokulu, aslında evin bir adım sonrasıdır. Ev ortamından çıkıp toplumsal kurallar ve sosyal alanlarla ilk karşılaştığı saha, sosyal hayatla ilk temas edilen yerdir. 3-6 yaş çocuğunun meselesi bir yandan girişimciliktir. Girişimciliği eğer engellenirse ve utandırılırsa ortaya çıkan şey suçluluk duygularıdır. Suçluluk duygusuyla karşı karşıya bırakılmış olan bir çocuk yetişkinlik döneminde de aynı duygu ile kalabilecektir.” dedi.
“Teknolojiyi takip ederek farklı bakış açıları kazanmaya çalışmalıyız”
İş dünyasında oyunda kalmak için gelecekte nelerin gerekeceği üzerine odaklanan Ufuk Tarhan, geleceği anlamlandırmaya çalışırken akıl, bilgi ve teknolojiden yararlanmamız gerektiğini vurguladı. Daha etkin bir gelecek için bugünden planlamaya ve üretken düşünmeye başlamalıyız. Eğitimcilerin geleceğe hazırlayan bakış açısına sahip olmasının önemli olduğuna değinen Ufuk Tarhan “Farklı bakış açıları kazanmamız önemli. Hep aynı şeyleri yaparak, hep aynı yerde duramayız. Farklı bakarak yol kat etmemiz gerekiyor.” dedi. Artık yeni bir çağa girdiğimizi ve insanlığın dönüşümünün kaçılmaz olduğu vurgulayarak, “Teknolojiyle ilişkiyi kesmeden gelecekte neler olabileceğini düşünerek ona doğru hazırlanmak, bugünün işini yaparken yarın için de bilgi biriktirmek gerekiyor. Teknolojiyi yok saymamız mümkün değil. Gelecekte başarılı olmanın püf noktası aklımızı kullanıp teknolojiyle kardeş olmamızdan geçiyor” dedi.