Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun 8’e karşı 7 oyla “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB)” derslerinin zorunlu olmasının din özgürlüğünün ihlali olduğu yönünde karar vermesini değerlendiren DESAM Başkanı Gürkan Avcı, DKAB derslerinin devamından taraf olduğunu söyleyerek “Ancak “din ve vicdan özgürlüğü” hakkıyla çatışmayan bir müfredatı hayata geçirmeliyiz” dedi.
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) ofisinde düzenlenen basın toplantısında konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Gürkan Avcı, “Gerekçeli karar açıklanmadı fakat Anayasa Mahkemesi’nin DKAB derslerinin ders programlarını dikkate alarak bu kararı verdiğini düşünüyorum. AYM Genel Kurulu, bu davada hak ihlali kararı verirken, DKAB derslerinin Anayasa’nın 24. Maddesinin dördüncü fıkrasındaki; ‘Ebeveynlerin eğitim ve öğretimin kendi dinî ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama hakkı’nı nazarı dikkate almışlardır. Ancak 8 yıldır süren bir davanın bugün sonuçlanmasını da oldukça manidar bulduğumu söylemeliyim. Anayasa Mahkemesi çok daha önce karar vermeliydi” diye konuştu.
Mevcut DKAB derslerinin İslam dininin bir yorumunu merkezine alan “din ve vicdan özgürlüğü” ile çatışan bir formda verildiğini kaydeden Gürkan Avcı, “Bugün okullarda, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı, Temel Dini Bilgiler gibi seçmeli din dersi alma hakkı tüm öğrencilerimize zaten sunuluyor. Kaldı ki çocuğuna ekstren dini eğitim aldırmak isteyen vatandaşlarımız için günümüzde gerek Milli Eğitim Bakanlığı maharetiyle gerekse Diyanet eliyle çokça imkânlar ve zengin seçeneklerde bulunuyor. Ayrıca DKAB dersleri de uygulamalı öğrenmeye, ibadet ve sure ezberlemeye endeksli olmamalı. Yalnızca İslam dininin bir yorumunu değil, bütün yorumları ve bütün dinleri, yalnızca bir kültürün değil bütün kültürleri ve evrensel değerleri de öğrencilere sunan bir DKAB ders müfredatı ve programı hazırlanmalıdır” dedi.