İstanbul’un nadir fotoğrafları Meşher’de

Meşher, tarihe kapı aralayan fotoğraflarla İstanbul’a farklı bir gözle bakmak için Dünya Fotoğrafçılık Günü dolayısıyla Göz Alabildiğine İstanbul sergisine davet ediyor. Beş asırdan kesitler sunan sergide yer alan fotoğrafların arasında İstanbul’un bilinen en eski panoramik fotoğrafı da yer alıyor.

İstanbul’un nadir fotoğrafları Meşher’de

Meşher, tarihe kapı aralayan fotoğraflarla İstanbul’a farklı bir gözle bakmak için Dünya Fotoğrafçılık Günü dolayısıyla Göz Alabildiğine İstanbul sergisine davet ediyor. Beş asırdan kesitler sunan sergide yer alan fotoğrafların arasında İstanbul’un bilinen en eski panoramik fotoğrafı da yer alıyor.

İstanbul’un önde gelen disiplinlerarası sergi mekânı Meşher, 19 Ağustos Dünya Fotoğrafçılık Günü dolayısıyla, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başından kesitler sunan fotoğrafların yer aldığı Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar sergisine davet ediyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndaki çeşitli nadide eserlerden oluşan sergide yer alan fotoğraflar, hem fotoğrafın hem İstanbul’un tarihine bir kapı aralıyor.

Küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı, danışmanlığını ise Bahattin Öztuncay’ın üstlendiği sergide, James Robertson, Guillaume Berggren, Sébah & Joaillier, Abdullah Biraderler, Gülmez Kardeşler fotoğraf stüdyoları gibi, fotoğraf tarihinde yer edinmiş önemli isimlerin nadir fotoğraflarını görmek mümkün.

19. yüzyıl fotoğraf sanatının uluslararası düzeyde önemli sanatçılarından biri olarak kabul edilen James Robertson, bilinen en eski 360 derecelik panoramik İstanbul fotoğraflarını çekmiştir. Robertson’ın Mayıs 1854’te Bayezid Kulesi’nden çektiği panoraması, 12 ayrı fotoğraftan meydana gelir. 1857’de aynı yerden ikinci defa çektiği ve kayınbiraderi Felice Beato’yla ortak imzalarını taşıyan panoramik görüntü, ilkine nazaran daha başarılıdır. Fotoğraf tarihinden bu iki nadide örnek sergide görülebilir.

19. yüzyıl manzara fotoğrafçılığının İstanbul’daki en önemli isimlerinden biri de İsveç asıllı Guillaume Berggren’dir. Manzara fotoğrafçılığının yanı sıra, Anadolu’da yaptığı kapsamlı çekimler belgesel açıdan büyük önem taşır. Sergide, Berggren’in Galata ve Bayezid Kulelerinden çekilmiş iki ayrı İstanbul panoraması yer alıyor.

Sultan II. Abdülhamid’in Mecidi Nişanı’yla ödüllendirdiği Sébah & Joaillier, “sultanın fotoğrafçısı” unvanının kullanılmasına izin verilen Gülmez Kardeşler ve Osmanlı Sarayı Fotoğrafçıları unvanını alan Abdullah Biraderler’in panoramik İstanbul fotoğrafları, sergide görülebilecek diğer nadir fotoğraflar arasında sayılabilir.

Şehrin zengin bir görsel kaydını gözler önüne seren sergiyi gezmek için son gün 29 Eylül 2024.

Fotoğraf Künyeleri

1: James Robertson (1813–1888) ve Felice Beato (1825?–1907)

Bayezid Kulesi’nden İstanbul Panoraması

1857

Albüm sayfalarına monte edilmiş, altı albüminize asitli kâğıda baskı

Her biri 25 × y. 30 cm

2: Gülmez Kardeşler

Rumeli Hisarı Sırtlarından Boğaz’ın Anadolu Yakası

y. 1890

Albümin baskı

Altı parçalı, açıldığında 20,5 × 159 cm

3: Guillaume Berggren (1835–1920)

Galata Kulesi’nden İstanbul Panoraması

Dersaadet

y. 1885

Albümin baskı

10 parçalı, açıldığında 21,5 × 271 cm

Sergi Hakkında

Ömer Koç Koleksiyonu’ndaki çeşitli nadide eserlerden oluşan Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar sergisi, İstanbul’un Osmanlı payitahtı olduğu, 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini kapsıyor. Şehrin zengin bir görsel kaydı niteliğindeki sergide geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan albümlere, panoramik fotoğraflardan Yadigâr-ı İstanbul objelerine 100’ün üzerinde eser yer alıyor. Küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı, danışmanlığını ise Bahattin Öztuncay’ın üstlendiği Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar sergisi, 29 Eylül 2024’e kadar görülebilir.

Meşher Hakkında

Bir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olan Meşher, tarihsel araştırmalardan çağdaş sanata uzanan sergileri ve yayınlar, atölyeler, konferanslar gibi kapsamlı paralel etkinlikleriyle zamanlar ve kültürler arasında yeni bir diyalog zemini sağlamayı amaçlıyor. Adını Osmanlı Türkçesinde “sergi mekânı” anlamına gelen kelimeden alan Meşher, faaliyetlerini disiplinlerarası yaklaşımıyla Eylül 2019’dan itibaren sürdürüyor. Ortaçağdan günümüze uzanan bir zaman aralığında, geniş bir konu yelpazesinde sergiler sunuyor. Çok yönlü programı, araştırmaya dayalı akademik yönü ve yayınlarıyla Meşher, bir referans noktası olarak kültür ve sanat ortamına katkıda bulunuyor.

İstiklal Caddesi’nde yer alan Meşher’de, ziyaret, etkinlik ve sergi turları ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Pazartesi hariç haftanın altı günü ziyaret edilebilir.

Yazar Öğretmenim Dergisi

Öğretmenim Dergisi

Diğer Haber

Türkiye’nin Geleneksel Kültür Projesi Güney Kore’de Sahne Alacak

Geleneklerine sahip çıkan sosyal bir nesil yetiştirmek için yola çıkan, Türkiye’nin ilk ve tek geleneksel …