Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bir otelde, Eğitim Bir-Sen tarafından düzenlenen “Eğitime Bakış 2018: İzleme ve Değerlendirme Raporu” programında yaptığı konuşmada, veriye dayalı eleştirel rapor yayınlamanın son derece kıymetli olduğunu, genel geçer ifadeler içermeyen, bilimsel neticeler sağlayan bu tür raporların sayısının artmasını istediklerini söyledi.
Veri elde etme konusunda güçlük yaşandığına şahit olduğunu aktaran Selçuk, “Buna şahit olmuşken, Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim veri saklamamız mümkün değil. Biz bütün bu verileri fazlasıyla paylaşarak, bu verilerden elde edilecek sonuçların politika önerilerine dönüşmesinin bizi ne kadar rahatlatacağının farkındayız.” diye konuştu.
Selçuk, veriye dayalı yönetim, değerlendirme, izleme konuları üzerinde daha fazla durulursa birkaç sene içerisinde Türkiye’nin okullara dair il, ilçe bazlı verilerinin evrensel konulara dayalı olarak ortaya konulabileceğini ifade etti.
Bakan Selçuk, gelecek süreçte Türkiye’deki sendikal hareketin öğretmenlerin lehine güçlenmesi ve öğretmenlerin daha iyi bir gelecek tasavvuru içinde mutlu hissetmesinin herkesin ortak gayesi olduğunu belirtti.
2023 Eğitim Vizyonu’nun ortaya koyduğu argümanları paylaşan Selçuk, insanla ilgili hususa felsefi bir zemin oturtulması gerektiğini söyledi. Selçuk, eğitime ilişkin yaptıkları bütün alt sistem eylemlerini bir matris üzerinde ilişkilendirdiklerini aktardı.
“Kısa süre içerisinde okul profili anlamında yeni yaklaşım ortaya koyacağız”
Bakan Selçuk, “Öğretmenlikle ilgili meseleyi sadece bazı özlük hakları açısından değil, elbette bunlar çok önemli ama öğretmenliği bir dünya nizamının inşası noktasında geniş bir çerçevede ele almak lazım. Öğretmenliğin genel kültür hayatı bakımından nasıl değerlendirileceği, hizmet içi eğitim çerçevesinde nasıl şekillendirileceği… Tüm bunlar bizim için çok daha kapsamlı bir bakışı zaruri kılan bir yaklaşım oluyor.” diye konuştu.
Gelecek süreçte çok kısa süre içerisinde okul profili anlamında ortaya koyacakları yeni yaklaşımın okulları rasyonel izleme ve değerlendirme imkanı sağlayacağını anlatan Selçuk, okulların her birinin kendi fotoğrafını, geleceğini anlayabilme konusunda nesnel bir veri tabanı sağlamış olacağını anlattı.
Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu’nun somut olarak hayata geçmesinin 3 yıllık takvim içinde olacağını hatırlatarak, “Önümüzdeki aydan itibaren çok somut çalışmaların ortaya konulduğunu hep beraber göreceğiz. Bütün bunları yaparken de akademik camiaya, sendikalarımıza, bilim insanlarıyla, kurum ve kuruluşlarla da istişare halindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Eğitim sistemini daha iyi hale getirmede en önemli unsur öğretmendir”
Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da kamuoyunun, eğitimcilerin, akademisyenlerin ve karar alıcıların dikkatini çekmek, yeni tartışmalara zemin oluşturmak ve Türkiye’yi geliştirmek için gayret gösterdiklerini belirtti.
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yalçın, izleme ve değerlendirme raporunda, MEB, ÖSYM, TÜİK gibi kuruluşların yayımladığı açık veriler bulunduğunu, bir bakışta eğitim raporu üzerinden OECD verilerinin kullanıldığını ifade etti.
Yalçın, rapor çalışmaları sürecinde Milli Eğitim Bakanlığının verilerinin kendileriyle paylaşılmasını sağladığı için Bakan Selçuk’a teşekkürlerini ileterek, “Raporun genel hatlarına baktığımızda, mutlu öğretmen, başarılı öğretmen, iyi eğitim yer alıyor. TIMSS ve PISA gibi uluslararası karşılaştırmalı çalışmalar, en başarılı eğitim sistemlerinde anahtar rolün öğretmenler olduğunu gösteren gerçeklik üzerinden bu konuya ilişkin bakış açıları ortaya koymaya çalışıyoruz.” dedi.
Türkiye’deki eğitim sistemini daha iyi hale getirmede en önemli unsurun öğretmen olduğunu savunduklarını dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gerek bugün yayımladığımız rapor gerekse Bakanlığın açıkladığı vizyon belgesi birlikte değerlendirildiğinde, eğitim çalışanlarının beklentilerinin karşılanması temelinde haklarının iyileştirilmesine, Bakanlık teşkilatının yeni hükümet sistemine ve vizyon belgesine uygun hale getirilmesine, yerel değerler ve evrensel ilkeler çerçevesinde reforme edilmesine ihtiyaç gözüküyor. Kendisine hizmet edenleri mutlu kılmakta, umudunu artırmakta yetersiz kalan eğitim sisteminden, bireyin ufkunu, toplumun ve ülkenin refahını artırmasını bekleyemeyiz.”
Yalçın, bu raporla eğitimde karar alma süreçlerinin daha katılımcı, toplumsal talepleri dikkate alan ve veri temelli olarak gerçekleşeceğini umut ettiklerini kaydetti.