Sürekli ‘ders çalış’ söylemi doğru değil!

Uzmanlar, çocukların sosyalleşmeleri ve günlük yaşam becerilerini pratik etmeleri için önemli bir yere sahip olan oyunlar ve oyuncakların, çocuğun gelişimini desteklediğini, empati duygusunu ve yaratıcılığını güçlendirdiğini, sorumluluk almasını ve kendini ifade etmesini sağladığını söylüyor. Çocuk Gelişimi Uzmanı Elif İpek Tutuş, “Oyun çocuğun işi. Çocuğun sadece erken çocuklukta oyun oynaması, okul döneminde ise sürekli olarak ders çalışmasının söylenmesi doğru değil.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Çocuk Gelişimi Öğr. Gör. Elif İpek Tutuş, oyunun belli bir amaca yönelik olan veya olmayan, kurallı veya kuralsız olarak sergilenen, çocuğun keyifli ve aktif bir şekilde rol aldığı, çocuğun tüm gelişim alanlarını destekleyen bir aktivite olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

Oyun, hayatın pratiğinde yardımcı oluyor…

“Oyun, çocuğun hayatının bir parçası. Çocuğun hayatında gelişimlerinin desteklenmesi, sosyalleşmesi, günlük yaşam becerilerini pratik etmesi ve her şeyden önce keyifli vakit geçirebilmesi için önemli bir yere sahip. Çocuğun oyunları ve oyuncakları çocuğun yaşına, gelişim özelliklerine ve gelişim alanlarına göre değişiklik gösterebiliyor. Oyun, çocuğun gelişimini destekliyor, empati duygusunu, yaratıcılığını güçlendiriyor; sorumluluk almasını, kendini ifade etmesini sağlıyor ve hayatın pratiğini yapmasına yardımcı oluyor.”

Oyuncaklar çocukların yaşına uygun olmalı

Çocukların yaşına uygun oyuncak seçiminin önemine vurgu yapan Tutuş, “Erken çocuk döneminde çocukların boğazına kaçabilecek küçüklükte, yumuşak olmayan ya da elektrikli oyuncakların seçilmemesi öneriliyor. Sağlam ve dayanıklı oyuncaklar seçmek, seçilen oyuncağın çocuğun yaşına uygun ve işlevsel olup olmadığına dikkat etmek de oldukça önemli.” dedi.

Oyunlar çocuğun kas ve kemik gelişimine katkı sağlıyor

Tutuş, okul öncesi ve okul döneminde çocuğun kaba motor, ince motor, dil, sosyal ve bilişsel gelişimini desteklemeyi amaçlayan; ilerleyen dönemlerde ise okula ve hayata hazırlanmalarını sağlayan oyuncak ve aktiviteler seçmek gerektiğini dile getirerek, şunları anlattı:

“Okul öncesi dönem çocuklarının hayal güçleri oldukça gelişmiştir. Bu dönemde bu becerinin desteklenmesini sağlayan oyun ve oyuncaklar seçilmesi elzem. Bu hususta sembolik oyun oynayabilecekleri, hayatı pratik edebilecekleri ve aktif rol alabilecekleri materyaller tercih edilmeli. Bu materyallere minyatür evcilik oyuncakları örnek verilebilir. Ek olarak bilişsel gelişimi için yap bozlar, basit kutu oyunları, hafıza kartları; motor gelişimi için bloklar legolar, boncuk dizme setleri, ahşap oyuncaklar örnek verilebilir. Hareketli oyunlarla çocuğun kas kemik gelişimine katkı sağlanabilir, kan dolaşımı hızlandırılabilir.”

Tencereler, tahta kaşıklar da birer oyuncak

Oyunların aynı zamanda çocukların duygularını belli etmesine olanak sağlayarak duygusal gelişimini desteklediğini de anlatan Tutuş, şöyle devam etti:

“Çocuğun toplulukla oynadığı oyunlarda sıra alarak, haklarını koruyarak, yardımlaşarak ve iş birliği yaparak sosyal gelişiminin de desteklendiği görülüyor. Peluş oyuncaklar, resimli kitaplar, müzik aletleri de okul öncesi ve okul çocuğunun gelişimini destekleyen temel oyun materyalleri. Hatta sadece bunlar değil evimizde bulunan tahta kaşıklar, tencereler, eski kıyafetler, doğadaki nesneler, atık materyaller, su, kum… Bunların hepsi kendi başına birer oyun materyali haline gelebilir ve bunlarla çeşitli oyun ve aktiviteler kurulabilir.”

Okul döneminde de oyun çok önemli

Sadece okul öncesi değil, ilk ve orta okul döneminde de oyunun çok önemli olduğunu belirten Çocuk Gelişimi Uzmanı Elif İpek Tutuş, “Özellikle eğitici oyunlar, zeka geliştiren kutu oyunları, çocuğun akranlarıyla iş birliği içerisinde bulunarak oynadıkları topluluk aktiviteleri de bu dönemde ön planda. Özellikle bir akran topluluğunda yapılan oyun aktivitelerinde çocuk görgü kurallarını öğrenir, toplumda var olmayı ve haklarını korumayı kavrar, yardımlaşır, sabır ve empati gibi duyguları keşfeder.” dedi.

Sürekli ‘ders çalış’ söylemi doğru değil!

Oyunun çocuğun işi olduğunu belirten Tutuş şöyle devam etti:

“Çocuğun sadece erken çocuklukta oyun oynaması, okul döneminde ise sürekli olarak ders çalışmasının söylenmesi doğru değil. Okul döneminde elbette çocuğun sorumluluklarının üstünde durulmalı fakat oyun hakkı elinden alınmamalı. Okul dönemi çocuklarıyla da düzenli olarak oyun oynanmalı fakat seçilen oyunların yaşına ve gelişim özelliklerine uygun olması sağlanmalı, çocuk bu yönde teşvik edilmeli ve desteklenmeli.”

Oyun, hoşgörü ve yardımlaşmayı da öğretiyor

Bilişsel gelişim oyunlarıyla çocuğun hem akademik alandaki başarısının artacağına hem de toplulukla yapılan aktivitelerle birlikte sosyal anlamda gelişecek hoşgörü, yardımlaşma ve toplum içinde nasıl davranılması gerektiği ile ilgili becerileri öğreneceğine vurgu yapan Tutuş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu hususta ailelere hafta sonları bilmeceler, kutu oyunları, doğada gezintiler, keşifler ya da atık materyallerden etkinlikler yapmak gibi aktiviteler önerilmekte. Okul zamanında ise çocukların teneffüs aralarında arkadaşlarıyla bir arada olarak aktif bir şekilde oyun oynamasını sağlamak; hem ders aralarında dinlenmesine yardımcı olarak derste konsantrasyonun artmasını sağlayacak hem de arkadaşlarıyla akran ilişkilerini güçlenmesine katkısı olacak.”

Yazar Öğretmenim Dergisi

Öğretmenim Dergisi

Diğer Haber

Sarılmak stres seviyesini düşürüyor, bağlılığı ve mutluluğu arttırıyor!

Fiziksel temasın çeşitli şekillerde insanların birbirleriyle etkileşimde bulunması hali olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, …