İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencileri, İngiltere’de düzenlenen yarışmada ‘uçan at’ Tulpar adını verdikleri insansız hava aracıyla, aralarında Cambridge’in de olduğu 26 takımı yenerek birinci oldu. Takım ayrıca jüri tarafından ‘iyi yağlanmış bir makine’ye benzetilerek övgüleri de topladı.
İSTANBUL Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencilerinin insansız hava aracı (İHA) takımı ‘Hedef’; Cambridge ve University College London (UCL) gibi dünyanın lider üniversitelerini geride bırakarak şampiyon oldu. Ekip, ‘Güvenlik ve Uçuşa Elverişlilik’ ödülünü de aldı. Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nin 20 öğrencisinden oluşan ekip, Türk mitolojisinde yer alan uçan at ‘Tulpar’ adını verdikleri araçla, Londra merkezli saygın Makine Mühendisleri Enstitüsü’nün (IMECHE) bu yıl dördüncüsünü Galler’de düzenlediği ‘İnsansız Hava Araçları Yarışması’nda, jüri üyelerinin takdirini de topladı. Ekiple, İTÜ’deki atölyelerinde buluştuk.
İYİ YAĞLANMIŞ BİR MAKİNE
16-21 Haziran’daki beş günlük yarışmada 26 takım, iki zorlu görevde kıyasıya yarıştı. İlk bölümde, insani yardım malzemelerini temsil eden 500 ya da 1000 gramlık un paketleri, önceden belirlenmiş coğrafi koordinatlara havadan bırakıldı. Bunları zarar görmeden teslim edebilen takımlar, paketin belirlenen konumunu tutturma derecesine göre puanlandı. İkinci bölümde ise yer gözlemi yapıldı. Bu bölümde ekipler, 40 bin metrekarelik bir alandaki harf tabelalarını araçtaki kamera yardımıyla yazılım üzerinden tanıyıp, harfin GPS koordinatlarını en yüksek doğrulukta bildirmeye çalıştı. Tulpar, 4 adet 500 gramlık yükü 5-7 metrelik sapma oranıyla teslim ederken, harf tabelalarını yüzde 75 isabetle tanıdı. 2014’te kurulan Hedef’in kurucu üyesi ve ekibin lideri olan, yüksek lisans öğrencisi Ertuğrul Barış Öndeş, yarışmanın zorlu geçtiğini söyleyerek şunları anlattı:
“Müsabakaya Cambridge, University College London (UCL) ve Glasgow gibi dünyanın en iyi üniversitelerinden temsilciler; havacılık ve savunma sektörünün lider şirketlerinin sponsorluğuyla katılıyor. Aracımız Tulpar’ı geliştirmek için bir yıldan fazla bir süre boyunca haftada 20 saatin üzerinde çalıştık. Hezarfen Havaalanı’nda 30’dan fazla uçuş testi yaptık. Galler’deki yarışmada, saatte 50 kilometreyi bulan rüzgâra rağmen, diğerlerine göre çok daha iyi bir performans gösterdik. İngiltere Savunma Bakanlığı, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) ile sektörün büyük şirketlerinin temsilcileri, jüri üyesiydi. Bizi ‘iyi yağlanmış bir makine’ye benzettiler. Tulpar ile yakından ilgilendiler.”
RUS ÖĞRENCİ DE YER ALDI
Hedef takımı, birçok farklı bölümden oluşuyor. Bir grup, insansız hava aracının aerodinamik iyileştirmelerini yaparken, bazıları yapısal tasarımlarla ilgileniyor. Yazılım grubunun başında ise 13 yıl önce Rusya’dan Türkiye’ye gelen, uzay mühendisliği lisans öğrencisi Nikolay Lyan yer alıyor. Lyan, İHA’nın optik sistemleri gibi yazılım geliştirmelerini takip ediyor. Lyan, “Lisans eğitimim tamamlanınca Rusya’da yüksek lisans eğitimi alacağım ve uzay araçları konusunda çalışmak istiyorum” diyor.
HAVACILIK İÇİN TIP EĞİTİMİNİ BIRAKMIŞ
EKİBİN üyeleri, havacılığa tutkulu. Bunun en iyi örneklerinden biri de 6 aylıkken babasını bir trafik kazasında kaybeden ve eğitimini Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda tamamlayan Fatih Muhammed Yüksel. Makine Mühendisliği lisans öğrencisi Yüksel, bu alanda çalışmak için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 4’üncü sınıfta bırakarak, bu programa geçiyor. Başarılı öğrenci, havacılık ve savunma sanayisinin kendisi için bir tutku olduğunu söyleyerek, “İleride hedefim, lisansüstü eğitimimi yurtdışında tamamladıktan sonra, Türkiye’ye dönerek, savunma sanayisinde büyük projeler yapmak” dedi.
Elektronik ve haberleşme mühendisliğinde okuyan Ömer Faruk Bingöl de Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden matematik ve mühendislik tutkusunu takip ederek, ikinci sınıfta ayrıldığını anlatıyor.