Yapay zekâ, çok konuşulan teknolojilerin başında geliyor. ABD’li yükseköğretim teknolojisi araştırma grubu High Point, onun üniversitelerde yaratacağı beş değişimi inceledi. Mentörlük sisteminden kişiselleştirilmiş öğrenmeye kadar öğrenci hayatını kolaylaştıracak yapay zekâlar uzakta değil.
ÖĞRENCİLER DAHA KOLAY TAKİP EDİLECEK
Bugünün öğrencileri, her yaş grubunu kapsıyor. Artık yükseköğretime katılan insan sayısı ve yaş aralığı geçen 10 yıla kıyasla çok daha fazla ve çeşitli. Yapay zekâ yükseköğretime otomasyonu çok daha somut bir şekilde getirecek. Kurumlara kayıt ve diğer süreçler çok daha basit bir hale gelecek ve öğrencilerin takip edilmesine yardım edecek. Çevremizi saran büyük veri dünyasında hangi öğrencilerin risk altında olduğu ve desteklenmesi gerektiğinin belirlenmesinde bu teknoloji büyük bir görev üstlenecek. Yapay zekâ algoritmaları, sanal ortamdaki öğrencilerin bir topluluğa dâhil olmasını da kolaylaştıracak. Sanal ortamda öğrenen bireylerin soruları daha net ve hızlı bir şekilde yanıtlanacak. Kampuslar artık fiziksel sınırlara mahkûm değil. Dünya çapında sunulan bu esneklik tüm öğrencilerin nerede ve hangi şekilde olursa olsun öğrenmesini sağlayacak.
SANAL BİR MENTÖR
Yapay zekâ, öğrencilere sanal bir mentörle çalışma imkânı da sunacak. Bu asistanlar, öğrenen bireylere kendini yönetme ve değerlendirme aşamasında destek olacak. Gelişimlerini takip edecek. Eğitimle ilgili sohbet robotları genel ve çok tekrarlanan sorulara yanıt verebilecek. Örneğin, öğrenci sohbet robotuna sınav tarihini ve hangi konulardan soru çıktığını sorabilecek. Sistem eski sınavlardan elde edilen verileri analiz ederek, öğrenciye nasıl hazırlanması gerektiği konusunda önerilerde bulunabilecek. Anahtar noktalar, sıklıkla sorulan sorular, projeler ve diğer çalışmalar hakkında kısa zamanda ayrıntılı bilgi alınabilecek. Böylece akademisyenler daha önemli alanlara odaklanmak için zaman kazanacak. Sohbet robotları şu an halihazırda var. Ama gelecek yıllarda yükseköğretimde daha fazla yer alacak, her öğrencinin mobil cihazında yardıma hazır olacak.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRENMEYE GÜÇ KATACAK
günümüzde özellikle K-12 (İlköğretim-ortaöğretim) düzeyinde eğitimin kişisel öğrenme ihtiyaçlarına göre tasarlanmadığını görüyoruz. Bu sistem genellikle öğrencilerin bireysel olarak zorlandığı alanlara göre değil, herkes için ortak bir programa göre ilerliyor. Yükseköğretimde de durum çok farklı değil. Ancak yapay zekâ bunu baştan aşağı dönüştürebilecek imkânlara sahip bir teknoloji. Yapay zekâ çeşitli cihazlara erişim sağlayarak öğrenci ve öğretmen hakkında bilgiler edinebilecek. Hangi öğrenciler geride kaldı? Konu eksiği olan var mı? Hangi yöntemler uygulandığında öğrencinin verimliliği artıyor? Bu gibi soruların yanıtlarına göre kişiye özel hazırlanmış test ve çalışma kitapları oluşturabilecek. Hatta bu verileri toplayıp değerlendirerek bireysel öğretim programları bile hazırlayabilecek. Bu sayede tüm öğrencilere akademik performanslarını geliştirmek için önemli bir şans sunulacak.